14 Aralık 2013 Cumartesi

zamanın ruhu terk ediver dünyayı.

Hiçbişi yapmadan,yapamadan sadece için için üzülerek, ağlayarak izlediğin bir dünya. Bilinmeyen, hep daha çekici olduğu dünya..
Dışardan bakıldığında bariz ortada olan bir gerçeği görmek nasıl, niçin bu kadar zor ? Elindeki imkanlardan, çok daha azı bile olsa, o yeni ya, keşfedilmeyi bekleyen yeni bir dünya ya, bir daha asla bulamayacağın, kimsenin sahip olamayacağı elindeki o şansı tepiyorsun. Sahip olduğun olabileceğin, en değerli şeyden vazgeçiyorsun. Hem de ne için? Yeni bir dünya için(!) Ama ne dünya...
Sonra her şeyini kaybediyorsun. O dışardan bakılınca iyi aile babası gibi gözükme çabanı, aslında olmayan ama senin varolduğunu sandığın itibarını bir anda dünyanın en en en saçma kadını yüzünden yıkabilcek kadar kör oluyorsun.  Ve işte ben bunu anlamıyorum. Nasıl olur da bir erkek, sadece bastıramadığı libidosu için hayatını bütünüyle değiştirecek kadar gözü pek olur ? Yok olamaz ya, olmamalı. Bir tek sende mi var o hormon ? Bastıramadığın nefsine getirdiğin en basit açıklama olmasın bu ?
Bir kadın düşün, sırf erkeğinin o bastıramadığı duygularını tatmin edebilmek için, temizliğe gidip, bütün gün deli gibi çalışıp kazandığı parayla kendine bakım yapan.
Bir genç düşün, 16 yaşında hayatı tam da yeni keşfediyorken tüm bunlara şahit olan..
Bir çocuk düşün ki henüz 2.5 yaşında bu yaşananlardan bihaber mışıl mışıl uyuyan...
Az önce öğrendiğim olaylar sebebiyle, tüm erkeklerden nefret etmeye başladım. İradesizlik tam olarak bu başka bişi değil.
İçim acıyor,ruhum daralıyor duyduklarımdan sonra.
Zaten yok olan güvenim bu kez hemcinslerime karşı da kırılıyor.Kandırılmış hissediyorum kendimi. Sonra düşünüyorum kimse bu kadar kötü olamaz,inanmak istemiyorum..
Yıllarca inandığın şeylerin bir anda değiştiğini kabullenmek çok zor çünkü.
Sonra kendi yaşamıma bakıyorum. Daha önce kandırılmamış gibi, sanki ilk kez yaşıyormuşcasına yoğun bir kızgınlık hissetmemi anlamlandıramıyorum.
Ben değil miyim yıllardır güvendiği, en azından güvenmeye çalıştığı biri tarafından kandırılan. Spordan ve futbolculardan anlayamayışımın bedelini en ağır şekilde ödeyen..
Bir İskender Pala'nın kitabında anlattığı ve anlatırken benim gözlerimin dolduğu o özel gecenin tarifine bakıyorum, sanki gerçekte oluyormuşcasına duygulanıyorum.. Bir de gerçekte olana.
Sırf bastıramadığı duygular yüzünden, erkeklik hormonunun arkasına sığınılıp yapılanlarla söylenenlere..
Sex sadece erkeğe özgü bir eylem ya da istek değil keşke herkes bunu fark etse. Eğer öyle olsa tek başına yapılan bir eylem olurdu değil mi ?
Tiksindiğimi hissediyorum.. Tüm erkeklerden, arzularının önüne geçemeyen tüm kadınlardan. Keşke zina medeni kanundan hiç çıkmasaydı demek geliyor içimden, sonra sözde teokratik cumhuriyet olan irana bakıyorum ne değişirdi ki diyorum..
Bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum diyen entel ablalarımızı, ve onlara katılan ıssız adamlarımızı hiç anlayamadım. Düşünürken bile içimi kıpır kıpır yapan o minik meleklere sahip olmak istemeyiş nasıl bir kalp katılığı, nasıl bir negatifliktir diye düşündüm durdum. Bir şeylere isyan gibi geldi bu söylemler.
Şimdi, hayatımda ilk kez ben de korkuyorum. Ben de, her geçen gün çirkinleşen bu dünyaya çocuk getirmekten, ona belli değerleri verememekten, birgün onunla yapayalnız ortada kalmaktan, ona ve kendime sahip çıkacak gücü bulamamktan korkuyorum.
16 ve 3 yaşlarında iki çocuğuyla bir başına kalan canım ablam bilseydi başına bunların geleceğini, tam 17 yıl sonra böyle büyük bir çaresizliğe düşeceğini bilseydi evlenir ve bir de çocuk yapar mıydı ? Hiç sanmıyorum.
Yaratılışımızdan gelen garanticilik sonunu bildiğimiz bir hatayı yaptırmazdı bize. Hata da değil bu aslında nerden bilebilirdi ki yıllardır güvendiği adamın bambaşka biri olduğunu.
İşte bu yüzdendir, Allah'ın bize gaybı bildirmeyişi..
Birileriyle konuşmanın, onun hayal dünyasını keşfetmenin, içinde biriktirdiği her bir hissi anlamlandırmaya çalışmanın müthiş hazzını yaşayamayan, sadece hormonlarının peşinden giderek nerde güzel/yakışıklı görse hayvani duygularıyla peşine düşen kızlı erkekli insacıklar ;hayattan alabileceğiniz tek keyif buysa siz gerçekten zavallısınız.
Alın beni atın eski çok eski zamanlara. Yanlış şeylerin böylesine arsızca ayukka çıkmadığı, birazcık hayanın olduğu zamanlara..
Kendi zaman yolculuğuma çıkıyorum şimdi, dünyanın bu kadar kötü olduğunu bilmediğim zamanlara gidiyorum beni o zamana götürcek en özel şarkılardan biriyle.
http://www.youtube.com/watch?v=brkSxQpnTqI






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder