Yapamadıklarının seni hayattan soğuttuğu, hayallerinin ise hayata daha sıkı bağlanmanı sağladığı ince bir çizgi vardır hani. Zaman zaman yer değiştirirsin ama sonunda hep o hayal dünyası kazanır. Saçma sapan hayal dünyan ve sen. İçinde yaşadığın dünyanın dışında, sadece senin bildiğin, senin hissettiğin, düşünürken bile içinde kelebekler uçuran hayallerin ve yalnızca sen...
Şans..Kendini istenmedik gözlere göstermeyen evrene gönderilen pozitif bir mesaj bence! Artık eminim.
Şanssızlığın dayanılmaz bir hale geldiği zamanlar, dünkü mutluluk ve bugünkü umutsuzluk arasındaki derin tezat yarın için adım etmeni engelliyor, böylesine negatifken de ne evren fayda ediyor, ne de şans. Tam durağa giderken otobüsü kaçırıyorsun sonra..Akisilikler peşi sıra geliyor falan.
Yaşanılan küçük olaylar,şansa dair inancın yitirilmesi insanın ruhunu garip bir telaşa sürüklüyor.
Demek ki artık karar vermek gerekiyor,bütün küçük küçük alışkanlıklar,bütün o dostlar tesirini kaybediyor.
Yapayalnız kaldığında düşünüyorsun yaşam amacını, gerçekten ne olmak istediğini,kim olmak istediğini artık 18 yaşında tek serveti arkadaşları olan, tek keyfi arkadaşlarıyla doyasıya zaman geçirmek olan bir genç kız olmadığını fark ettiğinde ise, 23 yaşındaki bir ruhtan çok daha ölü olduğunu görüyorsun. Oysa bu saçmalığın dibi!
Ben hep yaşın gerektirdiği gibi davranmak gerektiğine inandım. Bu yüzden küçükken büyükmüş gibi davranan çocukları hiç sevmedm. Büyümüşte küçülmüş derken, hep bir soğukluk sezdim içimde. Genç kız olup çocuk taklidi yapanları da hiç sevmedim. Sevimli falan değilsiniz, aptal gözüküyorsunuz ,bilin bunu ! Yaşını başını almış ama hala genç kız gibi giyinen kuşanan anneleri de sevmedim. Sen annesin yani boyun kadar kızın var o tayt da neyin nesi! Her şey zamanında güzel. Her şey olması gerektiği formda olunca güzel.
Bu yüzdendir ki, şu an bunları yazıyor olmam kötü. Son derece kötü.Henüz 23 yaşındayım yahu. Yaşıtlarım gibi sadece eğlenceden ibaret olan bir hayatım olmalı.
Babam hep "musluk akarken kova doldurulmalı" der. O bunu daha çok maddi amaçlı bir öğüt olarak verir aslında. Ve ben de bir ebeveyn öğüdü olduğu için hiç de kulak kesilerek dinlemem. ( Kulak kesilmek deyimini ilk kez cümle içinde kullanıyorum, ilkokuldaki öğretmenime burdan sevgiler)
Sonraları niyeyse anne- babamın söylediklerini ciddiye alıp yorumlamaya başladım. Musluk akarken doldurmak..
Kendimce pek çok anlam yükledim bu cümleye..Geç kalmış hissettim hayata, birikim yapmak için çoğu şeye çok geç kalmış hissettim. Aylardır bu böyle.
Şimdi düşünüyorum da, neresi geç 23ün? Eskiden işini,evliliğini oturtmuşluğun yaşıydı bu evet. Annem benim yaşındayken 5 ve 3 yaşlarında nur topu gibi iki kızı vardı evet. Bu arada kendi adıma nur konusunda şüphelerm var da top konusunda eminim. Tosunmuşum maşallah. Sanki burun ve kulak gibi uzuvlarım şimdiki haliyle doğmuş ve ben büyürken onlar sabit kalmış :) Tamam kendimle barışık gözükmek adına özeleştirimi de yaptığıma göre, değmeyin keyfime :) Özgüven patlamasayım ben. Sen sen sen hepiniz egosunuz, ama en büyük ego benim diyen tiyatrocu Umut beyefendiye selamlar olsun! Üzgünüm, tiyatrocu olmuşsun ama adam olamamışsın.
Her neyse. 23 geç falan değil orda bir anlaşalım. Daha mini miniciğim ben yavyuuuum :) ( İnsan kınadığını yapmadan ölmezmiş ya, bu da onun kanıtı olsun ben de aptal bir genç kızım artık oley)
Toplumsal bir yaraya parmak bastığıma göre, şimdi birazcık kendime dair yazasım var.
Özlemek ve adım atamayacak kadar kırgın olmak arasında bir yerlerdeyim. Merak etmek, merak edilmemek arasındaki öfkedeyim. Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil, herkes ben olmak zorunda hiç değil. Ama bu arkadaşlık , bu samimiyet, bu çok zor oluşan gerçek bağ bence biraz anlayışı hak ediyordu. Böyle mi olacaktı böyle mi olacaktı tanrım suçumuz neydi :( Yıllar sonra dağılan hayatlarda mı karşılaşıcaz yani. Hayır uyandırın beni bu kabustan!
Durumu daha nasıl ajite edebilirim bilemedim, ama gülerken düşündürdüysem ve bunu okurken sana yazdığımı anladıysan biz gerçek dostlarız demektir. En mutlu anlarınızdan biri olan o gün yanınızda olmam gerekiyordu belki, ama hayatımın en zor sınavlarından birini verdiğim o gün benim de yanımda olunmalıydı.
Aklımın bir köşesini meşgul eden, kabullenemediğim bu tatsız olaya da değindiğime göre...
Ne diyordum ben, musluk akarken doldurulmalı. Ama en önemlisi, karamsarlığın musluğun aktığını görmeye engel olmasına izin verilmemeli!
Bir Merve klişesi der ya hani : İnsan kendini modlara sokuyor, ve inanmak istediğine inanıyor diye. Aylardır içinde bulunduğum karamsar ruh hali, etrafımdaki tüm güzelliklere kör etmiş beni. Eskiden güneşli birgün içimi ısıtmaya yeterken, şimdi en büyük hayalimin gerçekleşmesi bile mutlu edemiyorsa beni, ben ben olmaktan çıkmışım. İnsan kendini özler mi ? Ben özlüyorum. Eskiden hissettiğim o huzuru, içimdeki bitmek bilmeyen neşeyi kendim olmayı özlüyorum. Tipik insan pskolojisi işte. İyi olan her şeyi benimserken, kötü olan şeyleri reddediyor. Ben de reddediyorum. Bu ben değilim, olmamalıyım.
İnsan hayalleriyle güzel, insan hayallerinin peşinden gittiği sürece,kendinin farkında olup hayatınıı buna göre şekillendirdiği sürece mutlu..
Ve ben hala mutusuzum.En güzel yaşlarımın, ruh halimin hava şartlarıyla şekillenmesine izin verdiğim için kızgınım kendime. Mesela bugün yeni kararlar alarak başladım güne. Ama şu an hava berbat. Tıpkı geçen yıl gördüğüm rüyadaki o gün gibi iç sıkıcı. Ve bu yüzden umut dolu başlayan günüm yine kendini bok gibi bir güne bırakıyor. Bana da gibilerle yaşamak kalıyor hayatı. "Mutlu gibi, umutlu gibi, bir düşte gibi.."
Az önce pencere önünde yağmuru seyrederken buldum kendimi. 90larda yaşayanlar bilirler, Sıdıka diye bir dizi vardı. Sıdıka ben olmuşum haberim yok :( Başka hayatları seyrederek geçiyor ömrüm. Kendi hayatımın bile başrolü değilim artık, figüranıyım. Gerçi sıdıka başroldü o zaman ben de başrolüm. Biz aslan burçları böyleyizdir işte illa başrol olcaz :)
Genellememi de yaptığıma göre, bu yazı artık bitebilir. Benim için çoktan bitti zaten. Pazar tatsızlığındaki bu iğrenç cumartesi günü yapılabilecek en güzel şeyi yapalım hadi. Hazır yağmur yağarken bu şarkıyı paylaşmanın da dinlemenin de tam zamanı.
http://www.youtube.com/watch?v=5-juDiDTYfw