23 Eylül 2013 Pazartesi

Bugünkü temam vicdan.
Vicdan nedir,ne değildir ? Bana göre, gece yatarken yaptığın iç hesaplaşma en basit tanımıyla. Mmm elbette illa gece olmasına gerek yok.Ama gecenin ayrı bir büyüsü var insanlar üzerinde. Benim gibi,sosyal görünümlü asosyaller ve konuşmaktan daha çok yazmayı sevenler için esrarengiz bir tarafı var gecenin..Böyle tüm dış seslerden uzak, birebir kendinle kaldığın, o kendine bile itiraf edemediğin sırlarınla,hislerinle yüzleştiğin,kendine kızdığın ve hatta kızmakla kalmayıp kendinden nefret ettiğin zamanlar..
Evet ayrı bir severim. Seveni de bir ayrı severim.
İşte,yine böyle zamanlardan birinde yazıyorum..Evet gece olmadı belki, ama babamdan sonra gece kavramı konusunda sıkıntı yaşıyorum :)
Ben birileri mutsuz olsun istemiyorum..Mutsuz olmak hiç istemiyorum..İstisnasız her yazımda, birilerini düşünmeden yaşamak gerektiğini vurgularken, buna tüm kalbimle inanırken sürekli birilerini düşünüyor olmam..Ne büyük çelişki..Ve nerde çelişki orda ben! En kötü huyum iyi niyetmmiş miş miş muş...
En sevdiğim yer Muş. Yaşım kaç Muş. Nerdeyim Muş. Ben kimim Muş. Melek Subaşı :)
Her neyse, diyordum ki vicdan..Tam bu noktada hissiz insanlar görüyorum ki çok korkuyorum onlardan..Tamam kabu ediyorum, benim sürekli geçmişi özlemem saçma,çok saçma..Ama onlarında geçmiş sanki yaşanmamışcasına,yaşandı bitti diye böylesine yok sayabilmeleri saçma..Üzücü..Ve daha bir sürrü olumsuz sıfat işte...
Bir varmış bir de yok..Hem varmış hem de yok..
Birilerinin hayatında sadece onların istediği zamanda olmayı kabullenemiyorum.Bugün bir arkadaşımla 16:00 için sözleştik. Sabah kesinleştirmek için tekrar konuştuğumuzda ben geç kalma paysız 16:22 olmasını istedim.(Küsüratlı saatleri hep çok sevdim)
Ve sonra, o gelmeyeceğini söyledi..Gelmedi..Niye ? Bir cevabım yok. Hiç olmayacak. Kırgınlığım çok..Hep olacak..
Ama içimde biryerlerde hayran olduğum insan modeli tam da böyle.Nasıl bir hayır deme iradesi Hiç yapamadım. Bu yüzdendir bazen hiçte iyi vakit geçirmediğim halde eğleniyormuş gibi yapmam. Hayır diyememem..Ayıp olmasın isteğim.
Geceler diyorum..Her gece radikal kararlar alırım ben. Karanlık gecelere ışık olur kararlarım..İçimi umut dolu bir his kaplar ki sonrasında tatlı tatlı uyurum..Gün ışığıyla bir vampir gibi yok olur hepsi. Çünkü, gecenin ay yansımasıyla ışımasından daha gerçek bir ışık vardır artık : Gün ışığı .
Bütünüyle değişmese de, uygulamada hep değişir kararlarım..Ama şunu bilir söylerim ki, sonunda hep pişman olurum kendi isteklerimi yapmadığım için...
Hayır,hala anlamıyorum ben o konsere neden gitmedim? Bababm 40 yaşından sonra içinde sadece kendine dair planları olan bir hayatı seçebilirken, bizim ne isteyeceğimize dair en ufak bir fikri yokken-aslında bizim isteklerimiz onun işine gelmezken- 23 yaşında olan ben, neden içinde ailemin ve onların içhuzurunun olması için vazgeçtiğim hayallerimle dolu bir hayat yaşıyorum ki ? Kanı deli akan,durduğu yerde duramayan, hata yapma lüksü olan ben diil miyim. Benim bildiğim öyledir, gençtir cahildir cüheladır. Hatalar yapar. Anne-baba affeder. Hiç hatam yok demiyorum, ama benim affettiklerimin yanında ufacık kalır, mini minacık kalır.
Vicdan tam da bu işte. (Sana göre) yanlış olmadığı halde,sırf birilerine yanlış geliyor diye vazgeçmek.
Kimine göre ahmaklık bu. Kimbiir, belki onlar haklı!
Tüm bu karmaşanın içinde, kendime oluşturduğum, sadece benim olduğum anlardan keyif alabilmem bence beni melankolik olmaktan çıkarıyor. Kendimi kanıtlamaya çalışıyorum şu an, çünkü gerçekten yazılarım dolayısıyla özünde hissettiklerim anlık hislerden, hesaplaşmalardan ibaret. Çünkü ben derinden, böyle taa derinlerden inanıyorum, birgün hayal ettiğim gibi yaşayacağıma. Ve şimdiye dek, hemen her hayalim gerçek oldu. Ama geç, ama erken.. Bir şekilde oldu. Ve yine olacak. Bu kez tek isteğim daha fazla gecikmesinler. Hemencecik gerçek olsun hayallerim..Benim canım hayallerim..
Mesela bir tanesi gerçek oldu bile, önemli bir arkadaşım, benim bir zamanlar sandığım gibi, bana olan inancını kaybetmemiş hiç ki tüm olumsuzluklara rağmen o kaybetmediyse, bence kimse kaybetmemeli.
Şimdi biraz müzik zamanı. Müzik demişken, birgün bir yerlerde bir şarkı duyarsın..Yıllar sonra tekrar onu duymak içini ısıtır. Günün mükemmel geçebilir hatta abartırsan sürekli gülümsersin kendi kendine. İşte benim için tam da böyle bir şarkısın sen http://www.youtube.com/watch?v=pR7qODTxjfY.



21 Eylül 2013 Cumartesi

iade-i blog

Geçen gün hayatın en önemli duygusunun ne olduğunu buldum.."Güven"
Mesela onun yanında hissettiğin huzur, onunla geleceğe dair kurduğun hayaller, neyi neden yapıp yapmadığını anlayabilmenin tek yolu birine güvenmekten geçiyor.
Mesela, birini mutlu etmenin yolu bazen ona birazcık güvenmekten geçiyor...
Yıllar yıllar önce M.Y. daha küçücük uafacık tefecik bir çocukken, ilk kahramanına güveni kırıldı..Ve o günden sonra hiçbişi eskisi gibi olmadı. Sonra ilk kahramanın M.Y.ye güvene kırıldı..O günden sonra da hiçbir şey eskisi gibi olmadı...
Öyle ki, tam da onun istediği gibi bir hayat yaşadığım halde içimdeki tüm isteklerimi bastırdığım halde, hala birşeyler eksik. Ve o şeylerden en önemlisi güven.
Çok kırgınım..Keşke uzaktan bir gözü olsa ve benim yapmadıklarımın korkumdan değil de, onu üzmemek için olduğunu anlasa..Ah bir anlayabilse..
Oysa ben ilk konserime (bir çilekeş konseriydi) onun izniyle gitmiştim..Birbirimize aynı evin içinde yabancı olduğumuz günlerden birinde tüm cesaretimi toplayıp odasına gidip izin istemiştim...Karnımda kramplarla!
Sonra reddedildi isteğim..Bişi demeden odadan çıktım..Ertesi sabah konser kaçtaydı diyip, birazcık para verip iyi eğlenceler diledi. Hayatımın en mutlu günlerinden biri o gün olabilir.. Hatta babamın konser kaçtaydı diye soruşu en en en mutlu hissettiğim anlarımdan biri olabilir..
Neyse, bu konuya çok değinesim yok. Birgün çocuğum olursa, ona da, çevreye de güvenicem ben! Elbette belli değerlere sahip bir çocuk olursa,annesi gibi :)
Babama kırgınlığımın dışında, bu aralar hissetmediğimi fark ettim. İyi kötü hiçbir şey. Tükenmişlik sendromu tam olarak bu olmalı :/  Hiçbir şey, hiçkimse umrumda değil.
Yaşamımın derinliklerinden ağır ağır yükselen güneş, soluk ışıklarını saçmakta dört bir yana..Güneşin içimdeki bu karanlığı aydınlığa çıkarması için, içimdeki tüm karamsar sis bulutlarından sıyrılıp parıl parıl parlaması için kaç gün,kaç ay,kaç mevsim geçmeli bilmiyorum. Tek bildiğim bir an önce saklandığı yerden çıkmalı. Hem de öyle sözüm ona filmdeki gibi "saklandığı yerden aşk için" falan diil, bir parça huzur için çıkmalı..
Yaşamımdaki sorunların kökenine indiğimde, hepsinin merkezinde kendim olduğunu görüyorum. Ben ve yanılgılarım... O kadar çoklar ki, uçsuz bucaksız bir deniz gibi...Sığ olanlarından değil, sürekli dalgalanan bir deniz bu. İçimde ne fırtınalar kopuyor a dostlar! İçimde fırtınalar yüzümde maske  klişesi :(
Her yazısına klişe bir cümle katan klişe M.Y iticiliği :/
Özeleştirimi de yaptığıma göre, çok uzun zamandır gizi gizli takip ettiğim, takip etmenin ve edilmenin yalnızca follow butonuyla alakası olmadığını birbirimize gösterdiğimz bir arkadaşıma yazmak istiyorum..Uzun zamandır yazmak istiyorum,çünkü iyi değil biliyorum..
Keşke hep iyi olsa..
Her ne kadar bana karşı kendini suçlu hissetse de, ona hiç kızmadığımı bilince rahatlar belki. Onu öylesine iyi anladığımı bilse, tekrar kendine inanır belki. Çünkü, her ne kadar kendi bunu kabul etmese de o tam da benim ve diğer tüm arkadaşlarının inandığı çocuk. Başından beri öyleydi ve görüyorum ki öyle de olacak.
Aslında tanışmamız  çok eskilere dayanmadığı halde niyeyse bana uzun yıllardır tanıyormuşum hissini yaşatan arkadaşım..Hayat seçimlerden ibaret, ve kesinlikle sen doğru olanı yaptın. Sonu iyi olmadı belki ama önemli olan senin de söylediğin gibi pişman olmamak. Çünkü seçimlerimizi yaparken, buna değerdi değmezdi diye düşünerek yapamayız. Belki bazen yaparız da, söz konusu ikili ilişkiyse, hele aşksa, hiçbir karşılık gözetmeden peşinden sürüklenir gideriz..Bazen gittiğimiz bu yolda, birilerini kaybederiz..Her seçim bir vazgeçiştir klişesi :) (yazmasam olmazdı)  Ama ama ama her mantıklı insan -ki burda bu kişi ben oluyorum- bu vazgeçişin nedenini anlayabilir inan bana..Evet sinirlendim, kızdım, ama ben olsam napardımı düşündükçe de tüm o kırgınlığımın yerini biraz özlem aldı..
Güven diyorum tam da böyle bir şey.  Beni incitse de, beklemediğim bir şekilde, beklemediğim biriyle gitse ve beni yoksaymış gözükse de, aslında hep bir yerlerde varolduğumu biliyordum. Yanılmadım.. Çünkü samimi ilişkiler asla son bulmazlar.Zaman zaman koparlar belki, ama birgün bir yerlerde tekrar kesişir yaşamları. İşte o gün, saatlerce sohbet etme, o süreçteki tüm detayları merakla,ilgiyle dinleme vaktidir.
Şimdiyse biraz müzik ve ardından uyku vaktidir.
http://www.youtube.com/watch?v=Zx4Hjq6KwO0