21 Nisan 2019 Pazar

Boşluk

Yaşamı boyunca genellemelerle bir kategoriye dahil edilmiş biri için iki seçenek vardı,ya o da yıllarca maruz kaldığı o kategorizasyonu yapacaktı ya da tanımlalardan sıyrılacaktı, üstelik bu tanımlama iyi bile olsa.
Yeni bir şey tattığında , bildiği bir tatla eşleştirmenin, yakınsamanın had safhada olduğu bir toplumda, ve toplumun her davranışını koşulsuz benimseyen bir ailede büyütülmüştü. Ve yeni bir şeyi , yeni olarak kabullenmek ruhuna aykırıydı..
Mutlaka eskilerde bir tanımı, anlamı olmalıydı. 
Taa ki, tanımsızlıklara gebe bırakılana kadar, o da her a genellemesi için bir b yanıtı belirlemişti. Her zaman olmasa da, çoğunlukla haklılardı insanlar yargılarında. 
Birgün, garip bir şey oldu. Ve işte o gün, tüm genellemeler yerini özellemelere bıraktı.. 
Denklemler, sizi temin ederim insan ruhunu birazcık bile özümsemeden, genel-geçer sonuçlar elde etmeye yarayan zırvalıklardır.. 
Onun genel olan hiçbir şeye sempatisinin olmayışı da bundandı.
Kendini avam diye nitelenen gruptan ayıran ,elit tabaka da kendi içlerinde öyle genellemelere sahipti ki, bir süre sonra kendini hiçbir yere ait hissedememeye başladı.
Aitlik, bir seçimin sonucunda hissedilen bir durumdu, ve onun doğumundan itibaren başlayan süreçte pek bir şey seçtiği söylenemezdi.
Ne var ki, buna rağmen yaşamına dokunan her şeye, her kimseye sıkı sıkıya sahip çıkmaya çalışırdı. 
Sonraları fark etti bu çabanın bir aitlik arayışı olduğunu. 
Ve buna devam etmedi.
Hiçbir şeye ait olmadan da yaşayabilirdi tam 28 yıldır yaptığı gibi..
Kocaman bir boşlukla..