4 Nisan 2014 Cuma

Uçurum

Hayat uçurumun kenarında başlar..Düştüğünde seni şefkatli kollarıyla sarıp sarmalayacakmış gibi yumuşak, uçsuz bucaksız naif maviliği izlerken, belleğinde doğumundan o ana kadar olan bir sürrü minik hatıra vardır o an; oracıkta; kendinle başbaşayken..
Bir yüzleşme öyküsüdür bu. Sen yoksaysan da, varlığını değiştiremeyeceğin gerçeklerle, kendinle yüzleşme vaktidir..Derken saatler geçer ve ay , kimine göre romantik, kimine göre tarifsiz şefkatiyle ışığını dünyanın dört bir yanına yansıtırken, naif bulutlar simsiyah bir gökyüzüne doğru yolculuğa çıkarlar. Sanki hiç varolmamışcasına ;belleğindeki tüm anıları da yanlarına alıp giderler sonsuza. Hiçliğe..
Geçmiş ve gelecek spektrumunda iki yöne doğru giderken , duygularının limitini belirleyebilecek tek kişi sensindir oysaki; bir bulut kümesi değil..Üst limiti mutluluğun nirvanasıdır. O mutluluk ki ; yalnız başına gelmez..
Misafir dolu bir salona kapının ardından gizlice bakan bir çocuk heyecanını getirir bazen beraberinde. Ailenin bu kadar güleryüzlü olduğu bir anı kaçırmamak için ayrılmazsın o kapıdan. Uzun uzun izlersin onları..Sevmek için seni yanlarına çağıran teyzelerden/amcalardan utanarak kaçar, bir sonraki izleme noktana gelişinde daha da gizlenirsin. Veya gizlendiğin yanılgısına kapılırsın..
Başucu kitabını alıp sayfalarını çevirdiğindeki mis kokuyla gelir bazen mutluluk..Sanki sadece senin için kokuyordur böylesine güzel..
Bazen, başarının kardeşi olan özgururu getirir..Gerçek başarı nedir bilmeden, toplumca başarı ölçütü olan sınavlardan birini kazandığında gurur duyarsın kendinle.
Ve daha birçok bazenle mutluluğu tadarsın..Sıra gelir alt limite..
Alt limiti; dibe vurduğun , kendini en kötüsüne hazırladığın olaylar silsilesidir ki duygu kontrolü bu denli mümkün müdür bilinmez.
Varoluşun temeli umutsa eğer, gerçekten kendini en kötüsüne hazırlayabilir mi insan ?
Eğer hazırlayabilecek olgunluğa erişmişsen, aslında bu denli umutsuzluğa düşmüşsen, anılarla dolu bir yığın taşı ceplerine doldurup maviliğe yürüyorsun demektir. Ve üzgünüm ; uçurum evresini yaygın sonla tamamlamaktan öteye gidememiş, hissizce göçmüşsündür başka bir boyuta..
Uzak çok uzak bir iklimde ;bedenin daha önce tanımlanmamış bir bitki örtüsüyle sarılıyken ; hataların gelir yanına. Hiçbir şey hatta su bile arındıramaz seni onlardan..
Sonra, doğruların gelir bulur seni..Ve hiçbir şey,  hatta su bile yutamaz onları...Hangisinin ağır basacağına ise yaşamın yön verir. Senin, sadece senin seçimlerin..
Fakat son; sen kadar özel değil aksine geneldir. Hatta mutlaktır.
Ölümün o her şeyi içine alan soğuk yüzü; herkes için tek bir söz öbeği bırakır geriye : "İyi bilirdik"
Ve işte bunu diyebilmektir mesele.Yaş,dil,din,ırk ayrımı yapmaksızın ölümü tekleştirebilmektir..
Bitmek bilmez bir hoşgörüyle sevebilmektir asıl mesele..
Başucunda sadece kitap biriktirip, his birikiminden kaçınmak, anı yaşamaktır.
Çünkü, olası bir olumsuzluğa karşı biriktirdiğin sabır tükendiğine uçurumun kenarındasındır. Ve işte o an tek bir soru vardır kendine soracağın..
Nuri Alço filmlerinde izlediğinden daha derin bir mana barındıran o müthiş soruyu  nihayet sorarsın kendine :
"Ben nerdeyim?"
Bu soruyu cevaplayabiliyorsan eğer ; hayatına yön verecek o iki hamleden birisini -bir adım öteye gitmek ve olduğun yerde kalmak arasındaki tercihi- yapmışsın demektir. Çünkü ; bir başlangıç yapmak için nerde olduğunu bilmek şarttır. Bir adım sonra düşecekmiş kadar özenli ; hiç düşmeycekmiş gibi korkusuz yaşarsan eğer, nerede olduğunun bilincine ulaşmayı başarabildiysen, bulutları da hiçlik yolculuklarından alıkoyabilmişsindir demektir. Artık naif mavilik şefkatli kollarını açmış seni bekliyordur; üstelik bu kez ceplerinde taşlar olmadan.. Tüm yalınlığınla..
Yokluğun bu son kesitinde, yeniden varoluşunun ise tertemiz başlangıcında kimileri için sıradan, kimileri için telefon zil sesi olmaktan öteye gidememiş bir beste çalar kulaklarında..Gelişiminin en yeni, en özel, en güzel şarkısıdır artık bu..
Sen rüyaların maviliğine doğru giderken o tüm muazzamlığıyla geceye yansır..
http://www.izlesene.com/video/moonlight-sonata/5105387#