18 Mayıs 2018 Cuma

Cino

Dondurmasını kaşıklarken bir şey düşündüğü söylenemezdi. Bir kaşık yedi , sonra bir kaşık daha. Derken , neredeyse sonuna geldiğinde artık yiyemeyeceğini fark etti. Kutunun kapaığını kapatıp dolaba götürdü. Bir ses, “azıcık kalmış yavrum bitir de yıkayaym “ dedi sanki.. Aniden dolaba değil , çöpe atmaya karar verdi. Hayır, asla onu yıkamayacaktı. Yıkatmayacaktı. 
Çocukluğunu hatırladı, hani şu soğuk su içme öğütlerine inat olduğundan değil de, gerçekten canı sadece soğuk su çektiği için buzluğa bir bardak su koyup, 10 dakika sonra da neredeyse tek dikişte bitirdiği zamanlara. İşte o günlerden birinde, dolaba su koyacakken tam, Carte D’or kutusu gördü. Çocuk gibi sevindi, hoş zaten çocuktu. Mutlulukla kutuyu eline aldı ve bir aile olmanın kurallarını düşündü birden büyümüşcesine. Tamam kutudan kaşıklayamayacaktı bu kez, diğerlerinin de yemeye hakkı vardı. Tabağına alıp, onu bitirip bir tabak daha alacaktı hep öğretildiği gibi. Kutuda bir gariplik vardı, hayırdır inşallahtı. Derken açtığında kutuyu, hemen her çocuğun mutlaka hayatında bir kez yaşadığı o hayal kırıklığını yaşadı : Yaprak Sarması doluydu kutu. Sinirlendi odasına gidip kumbarasına baktı. Bir max alabilirm belki diye umuyordu ki, kumbarasının boş olduğunu fark etti. Para biriktirmezdi ki..
Odadan çıkacakken şimdinin 50 kuruşu, o zamanın 50 bini ilişti gözüne siyah delikli kalemliğinin içinden. O 50 bin, yaprak sarması oldu birden. Neden kalemliklte olsundu bir para. 
Bakkal Hasan Amca’ya gittiğinde, biraz sıra bekledi. Ve  sonra hiç konuşmadan aldığı 5tane cinoyu gösterdi. Parayı verdi ve çıktığında bir tanesini çoktan yemişti. Geriye kalanları da eve dönüş yolunda, 46 adımda,bitirmişti. 
Akşam yemeğinde yaprak sarması vardı. Annesi sinirle tezgahın üzerine bıraktığı dondurma kutusunu görünce, her ev hanımının akşama ne pişirsem gerginliğinden  bir saniyeliğine kurtulmuş, sevinmişti. İki gün sonra gelecek misafirlere mi saklamalıydı onu, ama yok çocuklar da çok severdi yaprak sarmasını. Yesinler, yine yaparım diye düşündü. Ve akşama sürpriz yapan bir çocuk gibi, mutluydu mutlu olacağımızı düşündüğünden. Mutluyduk da. Çünkü gerçekten severdik, yaprak sarmasını. Annem de çok güzel yapardı hani. Ellerine sağlık.
İşte çöpe atarken kutuyu bunları düşündü.Saklama kabına gereksiz para vermek hoşuna gittiğinden değil, kimse hayal kırıklığı yaşamasın diye kendini rahatlattı, o sevilen yaprak sarması dolu dondurma kutusunun kendisi olduğundan habersiz.. Dışardan bakınca hayaller kurduran, açıldığında içeriği sevilen ama asla tatmin etmeyen bir kutu dolusu yaprak sarması..