15 Ocak 2014 Çarşamba

Niteliksiz bir yazı.

Her şey ani değişimlere tahammül edemeyişle başlıyor. Aslında bunun farkına varmakla..
Hayır her şey yolunda giderken, birden sırf bir başkası istiyor diye düzeninin tamamen bozulması kadar saçma ne olabilir hayatta ?
Bencil insanlar...Sadece kendi istedikleri zamanda, yine kendi istedikleri şekilde yaşamına dahil olup sonra birden yok olan insanlar..
Egolu insanlar.. Her şeyin en iyisini bildiklerine, en doğrusunu bildiklerine inananlar. Seninle ilgili sorununu ancak canı yandığında yüzüne vuranlar. Bir çocuk olsan mesela, minicik bir çocuk veyahut bir ergen, derim ki : büyüyecek, ben de öyleydim. Ama bunu yapan 30 yaşında bir adam ya. Kocaman bir adam. En kötüsü de böyle davranarak saygı oluşturabilceğine inanması. Sonra kendine duyulduğunu inandığı saygıyla, müthiş bir özgüvenle ortalarda gezinmesi. Hı hı Ankaranın en iyi maliyecisi sensin tamam canım.
Hiçbir çıkarın olmadan, sadece huzursuzluk olmasın diye sessiz kalıyorsun olanlara.Sonrası iyilik güzellik falan değil. Sonrası insanoğlunun doğuştan gelen egosuyla ezik olanı sindirmeye çalışması. Sessizliğe eziklik gözüyle bakması.
Gerçi bazıları hak ediyor bunu. Bazıları kimler mi ? Senin sessizliğinden dolayı ezilmesine kıyamadığın, her fırsatta destek olmaya çalıştığın, ama günün birinde seni küçük duruma düşürmeye çalışanlar.. Bir başkasını küçük düşürmeye çalışarak yücelceğine inananlar olarak çok gerizekalısınız.Bir insan bu zihniyete sahip olabilecek kadar kötü ne yaşamış olabilir geçmişinde ? Kafamda deli sorular.
Bir de olması gerekeni yapıp, dünyanın en iyi işini yaptığına inanlar var. Olması gerekenle yetinenler var. Hayatta her şeyi bir görev olarak kabul edip, üzerine düşeni yapıp köşeye çekilenler.
Olması gereken kadarını yapanlar hayatta hep mutsuz olacaklar. Mutluluk, içten gelerek, böyle tüm samimiyetinle, olması gerekenden daha fazlasını yapabilmek çünkü. Ama nerden bilecekler ki. Neyi bildiler ki.
Her yazımda yaptığımı yapıp, sorunu bir de kendimde aramayı deniyorum. Belki de sorun benim hayatı filmlerdeki , romanlardaki gibi yaşama isteğimdir gerçekten. (yeni duyduğum eleştirileri cümle içerisinde kullanmaya bayılırım)  Sorun bitmek bilmeyen anlaşılma çabamdır belki.
En yalın haliyle anlattığım halde, sorunun tek bana, bir bana yüklenme çabasıdır belki de asıl sorun. Böyle bir savunma mekanizması olabilir mi ? Olabilir.
Bakınız : "yansıtma"
Uff neyse sen yansıtıyosun galiba iyi geceler.
http://www.youtube.com/watch?v=OczSfgaBlJ8


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder